15 Temmuz 2013 Pazartesi

MASA - TOPLANMAK 3


İletişimi tasarlamak
Tasarım, 21.yy da hayatımızın en önemli ve değerli kavramlarından biri.  Tasarım ayakkabılar, tasarım elektronik cihazlar, özel tasarım eşyalar…  Artık her “şey”in seri üretim ile hayatımıza kolayca girdiği bu dönemde,  “şey”leri farklı ve değerli kılan bir olgu tasarım.

Farklı ve değerli olana ilgi, hayatımızın her noktasında karşımıza çıkıyor. Siz kariyerinizi tasarlıyorsunuz, kariyeriniz için eğitiminizi farklı ve özel kılmaya zorluyorsunuz. Bu ihtiyacı anlayan ve bu ilgiye yönelik çözümler üreten sistemler de kendiliğinden gelişiyor.
Sosyal medya ve online sistemler iletişim sürecimizin en önemli araçlarından. Paylaşmak ve yüz yüze iletişim kurmak için zaman yaratamadığımız bu dönemlerde sanal ekranlar yardıma koşuyor. Hayatımızdaki en özel karelerden, bilgi alışverişine kadar online araçlar sosyal hayatımızı sarmış durumda.  Bu süreç iletişimi ve paylaşımı da farklı ve daha değerli kılmaya olan ihtiyacı kendiliğinden getiriyor. Bilgi paylaşımının, yüz yüze eğitimin farklı ve değerli olması için ihtiyaçları tarif etmek ve bu ihtiyaçlara göre iletişim sürecini de tasarlamak gerekiyor. 

Masa bu sayısında iletişimi, paylaşımı ve yüz yüze bilgi alışverişini tasarlamak konusunda birbirinden farklı tecrübeler yaşamış, toplantılar ve eğitim yöntemleri ile insanların bu ihtiyaçlarını her anlamda en verimli şekilde karşılamış bir iletişim ve eğitim tasarımcısını ağırlıyor. Birbirinden farklı alanlarda profesyonel, ulusal ve uluslararası arenada çok önemli bir isim Sayın Prof.Dr.Cemal Cingi,  Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB anabilim dalında öğretim üyesidir.  İletişimi ve eğitim yöntemlerini tasarlamak ise onun hayatında en önemli başarılarından biri…    
MASA: Sayın Hocam, öncelikle masamıza hoş geldiniz. Sizin KBB alanında çok değerli bir profesör olduğunuzu herkes biliyor. Tıp camiasında hem yurt içinde hem yurtdışında bir çok önemli dernekte görev alıyorsunuz. Bize biraz faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz?

Cemal Cingi:  Temel ilgi alanım burun. Öncelikle rinoplasti ve alerjik rinit konularında çalışmalar yapıyorum. Bu nedenle dünyadaki birçok fasiyal plastik ve alerji derneklerine de üyeyim.   Bize en yakın kuruluş olan EAACI (Avrupa Alerji Klinik İmmünoloji Akademisi) ye de üye olmuştum. Daha sonra dernekte, özellikle KBB uzmanı üyelerle iletişim kurmaya başladım. Bu ilişkiler sonrası önce sekreter ve sonra başkan seçildim. EAACI ENT bölüm başkanı olmamın öyküsü budur.
MASAà Bildiğimiz kadarı ile sadece EACCI değil ?

CEMAL CİNGİà European Facial Plastic Surgery Society derneği üyesi de oldum. Bu dernekte bir çok çalışmalarda bulundum. Asya’da benzer bir dernek kurulunca beni davet ettiler.  AFPSS’nin kuruluş aşamasında kurucu üye olarak yer aldım. Bu vesile ile 2014’te Türkiye Kapadokya’da düzenlenecek olan 5th AFPSS kongresinin başkanı seçildim. Seul’de dün yapılan toplantıda 2014 Ocak ayından itibaren “Asian Facial Plastic Surgery Society” ‘nin başkanlığını sürdüreceğim.
MASAà Uluslararası dernekler dışında ulusal dernekler ile de çok önemli bağlantılarınız var. 2014 de yapılacak olan ulusal KBB kongresinde de önemli bir göreviniz var,

CEMAL CİNGİà 2014’te yapılacak olan ulusal KBB kongresinin sekreteri olarak görev yapacağım.  Bu toplantının diğer toplantılardan farklı olması için gayret etmekteyim. Buradan da anlaşılacağı gibi her yaptığım işe farklı bir boyut getirmeye çalışıyorum. Bunun dışında yurtiçinde ve yurtdışında bir çok toplantıya, seminere, kursa ve yarışmalara ev sahipliği yapan sürekli eğitim ve bilimsel araştırmalar derneğinin başkanıyım.  Bu dernek çatısı altında farklı toplantılar tasarlamaya çalışıyorum.
MASAà Sizinle birlikte anılan bir de Rhinocamp toplantınız var. Format olarak KBB ve alerji alanında dünyanın en önemli uzmanlarını toplayan, bununla birlikte çok dostane bir iletişimin olduğu toplantı zinciri. Bu toplantıyı kurgularken siz sadece bilimsel içerik değil, bilimsel içeriğin yanında insanların bir araya geldiklerinde birbirleri ile paylaşabileceği özel anılarının olabileceği çok değerli sosyal ortamları da bu bilimsel programın içerisine eklediniz. Amacınızı doğru anlamış mıyım?

CEMAL CİNGİà Amacım, sizin de tarif ettiğiniz gibi, en iyi bilimsel program ve en özel sosyal programın bir arada olmasıydı. Çünkü gençlik yıllarımda kongrelere gittiğim zaman, bize göre büyük hocalar, sadece diğer büyük hocalar ile beraber oturur, asistanlar veya genç öğretim üyeleri de kendi aralarında vakit geçirirdi. Ve gerçek anlamda bir kaynaşma sağlanamıyordu.  Genellikle kongreler tatil beldelerinde, yazlık otellerde, havuz ya da deniz kenarında herkesin güneşlendiği ortamlarda yapılıyordu. Biz orada takım elbiselerin içinde sanki yanlış bir şey yapıyorduk.  Bu nedenle ben istedim ki, herkesin kendini rahat hissettiği bu rahatlık ile beraber bilimsel programı takip edebileceği, bunun yanında diğer katılımcılar ile paylaşımlarda bulunabileceği güçlü bir sosyal ortam yaratılsın. Ve bilimsel program bu özel sosyal ortamın içinde yer alsın.
MASAà Toplantılarınıza gösterilen ilgiden bunu başardığınızı düşünüyorum. Rhinocamp toplantılarının yurtdışına taşınması nasıl oldu?

CEMAL CİNGİà Yurdumuzda toplantılar genellikle Nisan- Mayıs ve Eylül-Ekim aylarında yapılmaktadır. Geçen yıl derneğimiz bir kış toplantısı yapmaya karar verdi. Planlanan bu kış toplantıları için farklı bir isim aradık. Daha sonra bilinen ve başarısını kanıtlamış olan Rhinocamp toplantılarının Kış/Winter bölümü olmasına karar verdim. Çünkü Rhinocamp toplantısının adı düzenlendiği 8 yılda “en üst düzeyde bilimsel ve en sosyal toplantı” kavramı ile özdeşleşmişti.  Bu nedenle mart ayında yurtdışında bir merkezde Rhinocamp Winter toplantısı, mayıs ayında ise Rhinocamp Bodrum toplantıları yapmaya başladık. 2014 yılında 11. toplantımızı St. Moritz’de , 12.yi ise Bodrum’da yapacağız.
MASAà Rhinocamp toplantılarını tarif ederken, bir toplantının sürdürülebilir olmasına da önemli atıfta bulunuyorsunuz,

CEMAL CİNGİà Evet birçok projeye başlamak çok kolaydır, ama oturmamış ve kurumsallaşmamış yapılarda, projelerde sürdürme sorunu olmaktadır. Türkiye’de toplantılara başlamak kolay ama sürdürmek zordur. Kurumsallaşma gerçekleşmezse sürmesi kişiye bağlı oluyor.
MASAà Toplantılarınızın en önemli özelliği; katılımcılar için bulundukları ortama uygun bir halde, birbirleri ile rahat yüz yüze iletişime geçebilecekleri, izole olmayacakları, bir ortam tasarlamanız. Bu toplantılarda bilimsel program çok daha yoğun ve verimli bir şekilde takip edilebiliyor. Bu konudaki ihtiyaç sizce bu muydu? Ortaya çıkan sonuçtaki başarınızı bu şekilde değerlendirebilir miyiz?

CEMAL CİNGİà Olabilir, çünkü bu bilimsel programda katılımcılara ayrılan bir sosyal program ve iletişim zamanı var. Sabahtan akşama kadar hazırlanan bilimsel programda katılımcıya iletişim ve sosyal zaman ayrılmadığında katılımcı bilimsel programın bir bölümüne katılmıyor, kendi sürecini kendisi yönetiyor. Ama bilimsel programı bu yöntemler ile ihtiyacı karşılayacak ancak boğmayacak şekilde katılımcıya sunarsanız, katılımcının bilimsel programa katılma eğilimi ve verimliliği artıyor.  Rhinocamp toplantılarında salondaki katılımın toplam kayıt sayısına oranı her zaman çok yüksek olmuştur. Oysa bazı toplantılarda 100 kayıt olmasına rağmen salonun 300 kişilik hazırlandığı, hatta bununda bir bölümünün boş kaldığını gözlemekteyiz.
MASAà Son dönemlerde en önemli trendlerden biri de online sistemler. Bir araya gelme sürecinde özellikle tıpta cerrahi alanlarda yüz yüze olmak, dokunmak çok önemli.  Bunların online alternatifi olabilir mi?

CEMAL CİNGİà  Bir cerrahi uygulama online anlatılamaz. Yapılan toplantılara gelemeyen bir iki katılımcı online eklenebilir,  ama online sistemin bugünkü kongrelerin yerini alamayacağını düşünüyorum.  Canlı yayın ile paralel oturumlarda uygulama takip edilebilir  ama insanların toplantıya geliş sebebini tekrar düşünecek olursak birinci planda bilimsel faaliyet ama bunun yanında insanların arkadaşlarını, çalışma arkadaşlarını görmek, diğer uzmanlara kendilerini göstermek, yaptıklarını paylaşmak yüz yüze bilgi alışverişi sağlamak. Bir kongre sadece kitaptan okuyabileceği bilgiyi, toplantıda aynen dinlemek anlamına gelmiyor. Bu nedenle bilimsel programın yanında sosyal içeriği de güçlü tutmaya çalışıyoruz. Hedefimiz toplantılarımızın katılımcıların ihtiyaçların tümüne cevap verebilmesi.
MASAà En etkilendiğimiz toplantılardan biri de “Burnun Yeniden Doğuşu”… Kısaca anlatabilir misiniz bu toplantı hangi ihtiyaca yönelik doğdu?

CEMAL CİNGİà Birkaç bölümden oluşan bir eğitim toplantısı. Öncelikle KBB hekimlerine burun estetiği ameliyatı öncesi planlama yapmak, yüze uyacak doğru burunu tasarlamak ve yüz oranlarını öğretmek amacıyla bu kurslara başladım.  İlk bölümde yapılan uygulama kilden yapılmış masklarda, yontarak kocaman burunu doğru boyuta getirmektir. İkinci bölüm özel olarak hazırlanmış burunsuz heykellere, kil ekleyerek burun yapmaktır. Bundan sonra toplantı bilimsel sunumlar ve canlı cerrahi izlenmesi ile devam etmektedir. 
Ancak başlangıçta KBB uzmanları için tasarladığım bu toplantının, farklı branşlarda farklı disiplinlerde yetişen insanların da el becerisini test etme ve geliştirme zemini olarak bu toplantıyı kullanabileceğimizi gördüm ve diğer branşlarda hatta mesleklerde de başarılı sonuçlar aldım. Katılımcıların el ve göz koordinasyonunu test etmek, sorun varsa bu konudaki eksikliğini saptayarak gidermesini sağlamak amacıyla çok yararlı olmaktadır.

MASAà Çok fazla seyahat ediyorsunuz toplantılar sebebi ile seyahat sizin için ne anlam ifade ediyor?
CEMAL CİNGİà Mutluluk! Seyahat etmeyi çok seviyorum. Farklı kişiler ile tanışıyorum, her tanıştığım kişiden farklı şeyler öğrenebiliyorum. bu nedenle grup seyahatlerini tercih ediyorum. İnsanları çok seviyorum ve herkes ile gerçek iletişim kurmaya çalışıyorum. Havalimanlarında garsonun, güvenlik görevlisinin beni hatırlıyor olması bile bana mutluluk veriyor. Kedi yavrusu bile kendisine sevgi göstereni ayırt edebilir. İnsanlarda tabii ki bunu anlıyor.

MASAà Bu sizin sevgi dolu olmanızdan kaynaklanıyor. Bir masa hayal edin bizim için desek nasıl tarif ederseniz?
CEMAL CİNGİà Yuvarlak masaları çok severim, göz göze temas vardır yuvarlak masalarda, herkes her yere eşit mesafededir, hayal ettiğim masa denize yakın. Deniz ürünleri donanmış yuvarlak bir masa ve çevresinde 7-8 arkadaş oturuyoruz.

Seul’de yuvarlak bir masa başında bize zamanını ayırdı Cemal Cingi. Gene bir toplantı için kilometrelerce yol mutlulukla geldi ve bizimle yüz yüze iletişimin tasarlanması hakkında değerli fikirlerini paylaştı. Kendisine sonsuz teşekkür ediyoruz.    

17 Mayıs 2013 Cuma

MASA - TOPLANMAK 2


Satış ve pazarlama hayatımızın tamamını kapsıyor. Yeni bir ürün ile karşılaşıyorsunuz. Tecrübeleriniz ile ürünü sorgulamaya başlıyorsunuz: Ürünün rengini, varsa tadını, ambalajını, o ürünün elinize geldiği ana kadar geçirdiği tüm süreci değerlendiriyorsunuz. Tanıma ve farkında olma bitiyor ve ürün hakkında karar veriyorsunuz.
Satış ve pazarlama tecrübesine sahip birçok kişi bunu yapıyor.  Peki, bu sorgulayan tecrübe kendisi ile baş başa kaldığında da aynı süreci yaşıyor mu? Güçlü yönlerin ve gelişime açık noktaların fark edildiği, fırsatların değerlendirilmesi düşüncesinin başladığı bir mücadele ve sorgu alanına cesurca ve objektif bir şekilde kendinizi sokabiliyor musunuz?
Çantadan gelen (ilaç sektöründe özgün bir ifade) satış ve pazarlama kökenli birçok kişinin artık eğitim departmanlarında çalışıyor ya da kendi danışmanlık firmalarında eğitmen oluyor, koçluk yapıyor olmaları bir tesadüf değil. Kariyer planlamasında yaşanılan tecrübeleri paylaşmak ya da bu tecrübeleri eğitim faaliyetlerinde kullanarak bir hedef belirlemek yanlış da değil.

Aynı sektörde olmak sizi köreltiyor olabilir. Ama ya tüm sektörler aynı ise. O zaman elimizdekini sevmek ve daha anlamlı hale getirmek için birçok nedenimiz yok mu?
MASA bu sayıda “çantadan gelenlerin tecrübelerini, bu tecrübelerin açabileceği farklı kapıları ve sağladığı başarılı sonuçları“ konuşuyor.  Elindeki işi seven ve daha anlamlı hale getiren Aviva Sigorta’dan Sayın Çiğdem Özdoğan bambaşka bir sektörden başka bir bakış açısını MASA’mıza taşıyor. 7 yıl satış tecrübesi yaşamış Çiğdem Hanım sonrasında 3 buçuk yıl insan kaynakları eğitim departmanında görev almış:  

“Çantadan gelmek ve bunun eğitime katkısı”
MASA Nasıl eğitimci oldunuz?

ÇÖ Yaklaşık yedi yıl boyunca satış ekibinde çalıştım. Çalıştığım bir önceki firmamda bir eğitim bölümü yoktu. Bu nedenle Satış tecrübemin son dönemlerinde bölgelerin satış ekiplerinin eğitim faaliyetlerinde eğitici gibi çalışmaya başladım. İlk iş tecrübesi olan ekip arkadaşlarımızın iş hayatlarına adaptasyonları, “role play” leri, ilk iş görüşmeleri bizim eğitimlerimiz ile yapılıyordu.  Eski firmamda bir eğitim bölümümün kurulma ihtiyacı sonrasında eğitimci olarak çalışmaya başladım.
MASA Daha önce satışçıydınız. Ve yeni başlayanların eğitimlerinde destek oluyordunuz. Peki, profesyonel eğitmen olarak yeni bir kimlikle eğitim vermeye başlamak sizin için zor oldu mu?

ÇÖ Evet biraz tedirgin oldum. Üstelik ilk eğitimci olarak katıldığım eğitim tecrübeli acentelere yapılan bir eğitimdi. Ama satış tecrübesinin çok önemli avantajlarını yaşadım ve yaşıyorum. Katılımcılara 7 yıllık satış geçmişimden bahsediyorum ve bu gerçekten çok doğal, ortak payda yaratıyor. Sonrasında eğitimci eğitimi ve koçluk eğitimi aldım ve bana çok faydası oldu.
MASA Koçluk ve eğitici eğitiminin size katkıları ne oldu?

ÇÖ Yaptığım işi daha keyifli, örneklerle anlatabileceğim bir formasyona sokmama büyük katkısı oldu. Duruşunuzda vücut dilinizi kullanmanızda püf noktaları öğrendim. Vakalarla ve oyunlarla olayı anlatmayı öğrendim.
MASA Aviva Sigortada yıl içerisinde birçok eğitim planlıyorsunuz. Neye önem veriyorsunuz.

ÇÖ Planlama çok önemli. Eğitim insanın hayatından bir şeyleri değiştiriyor olmalıdır. Bir günlük faaliyetler eğitim sürecinin bir bölümü olabilir ancak. Workshop, bir günlük seminer denebilir ama eğitim programlı ve sıralı olmalı. Bu sayede insanın hayatında bir şey değiştirilebilir.
Eğitim planlamamızda bir köprü görevi görüyoruz. Eğitime bu gözle de bakıyoruz.

MASA Online sistemleri eğitimlerinizde kullanıyor musunuz?
ÇÖ Evet. Eğitim de verilen bilgilerin pekiştirilmesi yada başlangıç modülünde e-eğitim kullanıyoruz. Eğitim sürecinin gövdesi  3-4 ay süren bir program ve yüz yüze devam ediyor.

“Yüz Yüze eğitimin yerini hiçbir şey tutamaz”
MASA E-eğitim modüllerini yeterli buluyor musunuz?

ÇÖ Online eğitimlerin hiçbir zaman tek başına yeterli olduğunu düşünmüyorum. Online eğitim tamamlayıcı olmalı. Yüz yüze eğitimin yerini hiçbir şey tutamaz. Eğitim programının başlangıcında ürünleri kısaca tanıtmak için, sıfır bilgi ile değil en azından ön bilgi ile gelinmesini sağlamak için çok uygun bir metot. Yüz yüze eğitim ise Türk insanı için çok önemli. Yaşadığımız toprakların özelliği birçok işimizi yüz yüze iletişim ile halletmeyi tercih ediyoruz.
Eğitim iletişim demek ve bu nedenle yüz yüze eğitim, iletişiminin yüz yüze olmasına önem veren bir toplum için çok önemli. Bir IK firmasının yaptığı araştırmada profesyonel iş ortamında bile yüz yüze iletişim oranı en yüksek ülkelerden biri Türkiye. % 81 i katılımcıların bu iletişimi tercih ediyor.

MASA Online eğitimin sizce avantajları nedir?
ÇÖ Lojistik maliyetler, her zaman ulaşılabilir standart içerik yönetimi online eğitimin en önemli avantajı.

MASA Dezavantajları nedir?
ÇÖ Biz, eğitmenle konuşmak isteriz. Kendi kafamızda ki soru işaretlerini eğitmen ile paylaşmak isteriz, tartışabilmek isteriz. Bu maalesef online eğitimlerde mümkün değil. Ayrıca acentelerimiz eğitimlere sadece bilgi almak için gelmiyor. Derdini, ihtiyacını, sorununun da paylaşmak için geliyor. Ve bu paylaşım bizim içinde çok büyük bir kaynak. Geri dönüşlerin sonucunda çok önemli kararlar aldık Aviva Sigorta olarak. Bazı ürünlerimiz bu geri dönüşler sonrasında değişti ve şu an çok başarılı.

“Dinliyorum ama benim bir fikrim var.”
MASA Yüz Yüze eğitimde en önemli sonucu geri dönüş almak, anında karşılıklı iletişim kurmak olduğunu mu düşünüyorsunuz.

ÇÖ Doğru, çünkü anlatılanların benimsenmesi çok önemli. Sadece webinarlarda kısmi de olsa bunu sağlayabiliyoruz ama yeterli olmuyor. Katılımcı dinliyorum ama benim bir fikrim var bu fikrimi nasıl söyleyebilirim dediğinde yüz yüze olmanız gerekiyor. Sesli olarak ifade edilemiyor olsa bile eğitmeninin katılımcını vücut dilinin dinlemesi, gözlemlemesi çok önemli. Hatta eğitim salonunda oturdukları yer bile bize bir şey ifade ediyor. Salonun ortasında 2. Ve 3. Sırada oturan katılımcıların ağırlıklı soru soran yada sorgulayan kişiler olduklarını gözlemledim eğitmenlik tecrübem boyunca. Salon içerisinde bile daha yüz yüze oturan katılımcıların salona bir beklenti içerisinde olduklarını düşünüyorum.
MASA Yetişkin eğitimi yapıyorsunuz. Hayatın insanı zorlayan ve katılımcıların yoğunlaşmasını azaltan faktörlerle nasıl mücadele ediyorsunuz?

ÇÖ  Eğitim yapılan mekanlarda dış ortamın etkilerinden uzaklaşabilmesi yetişkin eğitimde çok önemli. Maalesef online eğitimlerinde en büyük sıkıntı bu, çünkü katılımcı online eğitimde dış etkenlerden kurtulamıyor ve sınıf içi eğitimin en büyük avantajı ortaya çıkıyor. Çünkü katılımcı derinleşebileceği bir ortama taşınıyor. Özellikle bulunduğu, yaşadığı yerden bir başka yere geliyorsa katılımcı, yoğunluğu o kadar artıyor.
Acentelerimiz sosyal medyayı çok yoğun kullanarak iletişime geçiyor olmalarına rağmen, toplantılarda en çok gözlemlediğim konu kahve molalarında bile katılımcıların birbirlerinden ayrılmaması. Ve eğitimin kahve molalarında da devam etmesi, iletişim ağını devam etmesi çok değerli.

MASA Eğitim için yapılan toplantı salonlarının yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
ÇÖ Eğitim salonlarının şekli, yapısı, dekoru tercihlerimizde çok önemli bir sebep. Yeni oteller özellikle 2, 3 yıldır önemli yenilikler getiriyorlar. Ama tabii bizler otellerin ancak tecrübe ederek görebiliyoruz.

Sohbetimizde Çiğdem Hanım’dan hayal ettiği masayı da dinlemeyi ihmal etmedik. Keyif dolu bir sohbet masasını tarif etti bize;
“Dar, ahşap, dikdörtgen bir masa hayal ediyorum. Benim yaptığım yemekler ile dolu masada dostlarım ile oturuyorum.”

Toplanma, bir araya gelme nedenlerini araştıran MASA’mız vesilesi ile Çiğdem Hanım’a bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyoruz. Farklı bir sektörün çantasını karıştırdık bugün. Farklı tecrübeler sayesinde bu nedenleri bir kez daha masaya yatırdık

17 Nisan 2013 Çarşamba

PCO olmak - Değer yaratmak

Kongre sektörü değişimi bütün dinamiklerinde hissediyor. Kongre ve toplantı yapan tüm planlayıcılar, gerçekleştirecekleri etkinlikleri de değişimin rüzgarları ile planlamak zorundalar. Birçok sebep var artık eskisi gibi düşünmemek için. Oysa toplanma nedenlerimiz bir tarafa 5 bin yıldır toplanıyoruz.

İnsanoğlu ayağa kalktı ve ilk adımı attığı andan itibaren toplum olmamanın nedenlerini düşünmeden belki de toplumları oluşturmaya başladı. İstanbul da bulunan 5000 yıl öncesi insana ait ayak izleri insanlığın ilk kanıtlanmış toplanma kanıtı.

Yaşayabilmek için toplandık, toplumu oluşturduk. Çağlar içerisinde bir çok farklı nedenle bir araya gelmeye ve kurallarını oluşturmaya başladık. Din, Savaş, Eğitim, Evlenmek, Cenaze gibi birçok nedenle toplandık

Bilgininin, teknolojin hızlı gelişmesi, toplanma ritüellerimize farklılıklar getirdi. Sadece sosyal bir durum nedeniyle bir araya gelmek yerine, bilimden teknolojiden uzak kalmamak ve paylaşmak için kendi ritüellerini oluşturarak bir araya gelmeye başladık. Spor müsabakalarımız dahil bir takvime, bir sıraya bağlandı. 

5000 yıl önce atalarımızın ayak izlerini bulduğumuz topraklarda, Dünyanın En büyük spor organizasyonuna 2020 de aday olduk.
 
Son iki yüzyıl içerisinde tıp, sanayi, teknolojik atılımlar bize farklı toplanma ritüelleri kazandırdı ve kongre sektörü doğdu. Geçmişi çok eskilere dayanmayan bu sektörün birçok oyuncusu son 20 yıldır kendilerini tanımlamaya çalışıyor. Toplumun içerisinde ki rolünü ortaya koymaya çalışıyor.
Teknolojik yenilikler kongre sektörünün yerini ve önemini son 20 yıldır çok önemli hale getirdi. Kaliteli organizasyonun temel taşları; teknolojinin farkında olmak, onu doğru kullanmaktan oluşturuyordu. Günümüzde, teknoloji ulaşmak ve lojistik alt yapıya sahip tecrübeli ekiplerle toplantı planlamak eskiye göre çok daha kolay. Son derece gelişmiş toplantı ekipmanlarına ve bu ekipmanları kullanan tecrübeli ekiplere ulaşmak için sadece internet kullanmanız yeterli.  Riskler son derece az ve maliyetler çok düşük.

Kongre sektörü yeni çağında yüksek teknolojiyi kullanabilen seyahat acentesi kavramının çok üstünde bir arayış içerisinde. Peki, ne oluyor kongre sektöründe.
Pazarlama dünyasının en az 20 yıl önce keşfettiği değer yaratma, kongre sektörünün çözüme giden altın anahtarı. Kongre katılımcı sayısı her geçen gün azalırken kongre sayının artması (kongre sayısının da azalması beklenmekte), profesyonel kongre organizatörlerini kendilerini, kongre düzenleyicilerin yanında değer yaratmaya çalışan profesyoneller haline getirmek zorunda bıraktı. Kongre düzenleyicileri kendilerini gibi düşünen, kongreye ve düzenleme kurullarına değer katacak organizatörler tercih ediliyor artık.  

Hepimizi etkileyen ekonomik kriz nedeniyle azalan kongre ilgisi kongrelerin neden doğduğunu tekrar sorgulamamıza neden oldu. Kongre katılımcısının ne istediğini bilmeliyiz, anlamlıyız ve ortaya çıkacak sonuçlara göre hareket etmeliyiz.

İnsanlar binlerce yıldır toplanıyorlar. Online birçok sisteme rağmen insanların yüz yüze gelme ihtiyacını ortadan kalkmıyor ama ritüeller değişiyor. Değer yaratacak yeni düzenlemeler, insanların kendi aralarında bağlantılarını güçlendirecek birçok metot kongrelerimizde yerini almaya başladı. Zaman bunun farkında olan düzenleyiciler ve bu ihtiyaçlara değer katacak Profesyonel kongre organizatörlerinin devri olacak.

 

3 Nisan 2013 Çarşamba

MASA - TOPLANMAK 1

Doğduğunuz an bulunduğunuz toplum için bir araya gelme nedeniydi. Toplum sizinle başlayan mutluluğu sevdikleri ile paylaştı. Okul merasimleri, mezuniyetiniz, düğününüz, doğum günleriniz sizi önemseyen insanların bir araya geldiği, toplumun öğrettiği ritüelleri barındıran, sizin de yaşamaya ve ihtiyaç duymaya başladığınız birçok geleneği içerisinde barındırıyordu. İlk katıldığınız cenazede sizler çektiğiniz acıyı, toplum ile nasıl paylaşacağınızı öğrendiniz. Hayat size bir araya gelme ve toplanma ritüellerini doğal akışı içerisinde kabul ettirdi. 

Toplanmak için nedenlerimiz sürekli artıyor ve değişiyor. Atalarımız gibi savaşmak avlanmak yerine bir araya geliyor yemeğe çıkıyor, iş görüşmeleri yapıyorsunuz. İş hayatınız ile birlikte çeşitli toplantılara ihtiyaç duyuyorsunuz; Satış eğitimleri veriyor ve alıyorsunuz. Bir masa etrafında buluşup, farklı ritüel ve konularla da olsa yıllardır toplumla paylaşıyor ve iletişim kuruyorsunuz.
Masa yüz yüze paylaşmanın en basit aracı.

Masa yıllardır toplanma ihtiyacımızı karşıladığımız bir platform.
Bu nedenle sizinle “Masa”’da buluşuyoruz. “Masa”’da farklı sektörlerden, toplanma ihtiyaçlarını dinlemeyi arzu ediyoruz. Yüz yüze iletişimin ritüellerini tartışacağız.  Birçok sektöre ait toplanma ihtiyaçlarını bu Masa’ya yatıracağız.

Masa’daki ilk konuğumuz olarak, hayat boyu devam eden “eğitim” sırasında, eğitim hakkında düşünme fırsatı bulan, profesyonel yaşantısını bu amaç ile şekillendiren bir eğitimciyi seçtik. Sanovel İlaç firması Eğitim Departman Müdürü Sayın Nihal Boya sorularımızı yanıtladı. Ve yüz yüze gerçekleşen eğitim serüveni ile ilgili değerli tecrübelerini masamızda sizinle paylaştı.

“YÜZ YÜZE EĞİTİM DAHA VERİMLİ”
MASA “Kültür Şoku” isimli uygulamanızla ilgili bilgi verebilir misiniz?

NB Uygulamanın amacı; bir süre önce grup değiştiren satış ekibinin yaşadıkları değişimi fark etmelerini ve yönetmelerini sağlamak. 4 masalı gruplar oluşturduk. Katılımcılar masada bulunan sayıya uygun olarak (8 ve 9 kişilik masalar) rastgele oturdular. Her masada farklı yönergeler verildi. Masalar yer değiştirilebilecek kadar uzak, yüz yüze bağlantıyı koparmayacak kadar yakın olmalıydı. Katılımcılar masalar arasında yer değiştirerek, sürekli bir değişime tabi tutuldular. Uygulamanın tamamında katılımcıların konuşmaları yasaktı. Konuşmadan anlaşmaya çalışmakta katılımcılar için değişimdi. Her 4 masada bir eğitmen görevlendirildi. Eğitmenler katılımcıların değişim algılarını takip ettiler.
MASA Bu eğitim nasıl amacına ulaştı?

NB Öncesinde iyi eğitim tasarımı gerçekleştirdik. Değişim sürecimizde çalışanlarımızın kendilerine sorabilecekleri soruları önceden çalışarak hazırlandık eğitime. Uygulamada kullandığımız metotlarla, değişim algısını yarattıktan (inkar ve Direnç Süreci)sonra koçluk sorularımıza katılımcıların verecekleri cevapları dinledik. Cevapların doğru algılanması ve takibi, gerektiğinde doğru soruların gruba sorulması için tek moderatörlü bir eğitimci yerine cevapları takip edecek sayıda fasilatatörler vasıtasıyla eğitimimiz tasarladık. (Geçiş ve Adaptasyon).  Moderatör ise sadece süreyi ve genel koordinasyonu sağladı. Önemli olan kişilerin farkındalıkları, mesajların doğru algılanması, o kişide doğru etki yaratmamızdı.
MASA Konuşmanın yasak olduğunu söylediniz. O halde iletişim nasıl kuruldu?

NB. Yüz-yüze. Birbirlerini, birbirimizi gözlemlememiz için bu çok önemli. Eğitimcilerin gözlem yapabilmesi gerekiyor. Değişim ile karşılaştıklarında vücut dillerinin gösterdiği tepkiyi anlamak orada yüz yüze olmakla mümkün. Farklı tepkiler yaşandı. Eğitimimizde çok fazla kahkaha atılmasının bir nedeni de bu aslında. Çünkü değişime verilen tepkilerden biride kahkaha atmak olabiliyor. Ve kahkahalarla aynı anda bütün salonu ve bizi de etkileyen bir hava oluşuyordu. Biliyorsunuz eğitimlerde mesaj tek taraflı değildir. Eğitimcinin de aldığı mesajda katılımcıların kendi çıkardıkları mesajlar kadar önemli idi.
Masanın yuvarlık olması bu nedenle çok önemli idi. Karşılıklı oturmaları ve konuşmadan iletişim kurmaları ancak yuvarlak masa ile sağlanabilirdi.

MASA Her uygulamada bir tecrübe yaşıyorsunuz. Bu tecrübelerin sonraki uygulamalara katkısı oluyor mu nasıl?
NB. Tabii. Onlarca kişi km’lerce yol kat ettiler ve eğitime katıldılar. Yaşadığı mekanın dışında, başka bir ortam kişilerin yaklaşımlarını ve düşüncelerini daha özgür bırakıyor. Bu tecrübeler ile uygun ortamı, ihtiyaçları tespit edebiliyor ve bir sonraki uygulamayı tasarlıyoruz ve katılımcılar yüz yüze gelmeyi hedefliyoruz. Online sistemleri bilgilendirme aracı olarak kullanmayı tercih ediyoruz. Öncesinde e-öğrenme modüllerini kullanıyorduk fakat program bittikten sonra kullanmayı da bıraktık. Farkettik ki şuan ki kuşağın (y-kuşağı) ihtiyacı beraber olmak, paylaşmak, hissetmek…

Sohbetimizde Nihal Hanım’dan hayal ettiği masayı da dinlemeyi ihmal etmedik. Keyif dolu bir tatil masasını tarif etti bize;
“Masa benim için paylaşımı ifade ediyor; keyifli bir ortam, ortasında çiçek, paylaşmak isteyeceğim insanlar ile bir arada olabileceğim bir masayı hayal ediyorum. Urla’da bir balık sofrası, Ege otları ile donanmış…”  diyor Nihal Boya ve gülüyor bir Ege’li başka ne hayal edebilir ki.

“Yüz yüze olmazsa olmaz diyeceğiniz nedir Nihal Hanım? “
Masamızdaki sohbetimize son verirken iletişim yöntemimizi tam da özetleyen son sorumuza samimi cevabı alıyoruz: “Doğum günü, bayram gibi özel günlerin yüz yüze kutlanmasını isterim, Facebook’tan okuyacağım mesajlara tercih ederim.”

Sevgili Nihal Hanım’a teşekkür ediyor ve bir sonraki konuğumuzu ağırlayana kadar Masa’mızdan ayrılıyoruz.  

4 Şubat 2013 Pazartesi

EMEC 2014 ISTANBUL


MPI Türkiye bölümü Sayın Handan Boyce hanımın başkanlığında çok önemli bir ev sahipliğine hazırlanıyor. 2014 yılı ilk çeyrek içerisinde EMEC - European Meeting and Events Conference  İstanbul’da gerçekleşecek.
MPI- Meeting Professionals International, dünyanın en önemli kongre ve toplantı sektörü profesyonelleri çatı kuruluşlarından birisidir. MPI Türkiye üyelerinin inisiyatifi ile Haziran 2011 itibarı ile MPI Turkey Club kurulmuş ve üye sayısını 50 nin üzerine çıkarak Bölüm olmaya hak kazanmıştır. Yaklaşık Dünya çapında 25.000 üyesi ve 71 Bölümü bulunmaktadır.

EMEC bildiğiniz gibi MPI örgütünün Avrupa da ki en önemli etkinliklerinden biri.  Avrupa başta olmak üzere birçok toplantı profesyonelinin katıldığı ve güncel birçok konunun tartışıldığı, tüm profesyonellerin bir araya gelerek geleceği tartışıp, geleceği yarattıkları bir etkinlik.
MPI Türkiye bölümü amaçladığı ve gerçekleştirdiği eğitim programlarına devam ediyor. “ConED- Meet to connect & Meet to Educate” ve “TeaMPI” eğitim ve iletişim toplantılarına 2013 yılında da devam edecek.  2014 yılı başında bu etkinliklerine önemli bir etkinliği EMEC 2014 ekledi.  Biz toplantı profesyonelleri için çok önemli bir buluşma noktası olacak İSTANBUL.
Başladığı günden itibaren hızla artan üye sayısı ve uluslararası gücüne bir güç daha katarak devam edecek MPI Türkiye. Tüm yerli katılımcılara Dünyada ki son gelişmeleri, önemli bir iletişim ağı ile İstanbul da izleme şansı yaratacak. Dünya profesyonellerine çok önemli bir İstanbul, Türkiye değeri katacak. Biz biliyoruz ki; sektörde bilgi birikiminin artmasıyla birlikte, kazanımların daha yüksek seviyelerde olacağı şüphesizdir.

Özellikle yaşadığımız toprakların sahip olduğu değerleri Türkiye de toplantı yapmak isteyen misafirlerimize de aktarmayı düşünüyoruz. 8500 yıldır toplanma konusunda önemli değerlere sahip İstanbul un farkındalığının artmasında çok önemli bir mihenk taşıdır.
Bu açıdan bakıldığında tüm toplantı profesyonellerinin, dernekleri, şirketlerin toplantı planlayıcılarının, acentelerin, kongre bürolarının, kongre servis sağlayıcılarına çok önemli kapılar açacağına inanıyorum.
Tüm toplantı profesyonellerini şimdiden davet ediyoruz.

2 Şubat 2013 Cumartesi

EMEC 2014 ISTANBUL

MPI- Meeting Professionals International dünyanın en önemli kongre ve toplantı sektörü profesyonelleri çatı kuruluşlarından birisidir. Yaklaşık Dünya çapında 25.000 üyesi ve 71 Chapterı bulunmaktadır. MPI Türkiye üyelerinin inisiyatifi ile Haziran 2011 itibarı ile MPI Turkey Club kurulmuş ve üye sayısını 50 nin üzerine çıkarak bölüm (Chapter) olmaya hak kazanmıştır.
Aslında amacım bu yazıda sizlere “MPI” ı anlatmak değil ama özellikle MPI Türkiye bölümünün Sayın Handan Boyce hanımın başkanlığında çok önemli bir ev sahipliğine hazırlanıyor olduğundan bahsetmek ve biz PCO lar için önemini ortaya koymak.

Bildiğiniz gibi MPI örgütünün Avrupa da ki en önemli etkinliklerinden biri EMEC - European Meeting and Events Conference. EMEC Avrupa başta olmak üzere birçok toplantı profesyonelinin katıldığı ve güncel birçok konunun tartışıldığı, tüm profesyonellerin bir araya gelerek geleceği tartışıp, geleceği yarattıkları bir etkinlik.
MPI Türkiye bölümü amaçladığı ve gerçekleştirdiği eğitim programlarına çok önemli birini ekleyerek 2014 yılında EMEC toplantısını gerçekleştirerek devam edecek. Biz toplantı profesyonelleri için, PCO lar için çok önemli bir buluşma noktası olacak İSTANBUL.

Başladığı günden itibaren hızla artan üye sayısı ve uluslararası gücüne bir güç daha katarak devam edecek MPI Türkiye. Ayrıca tüm yerli katılımcılara Dünyada ki son gelişmeleri, önemli bir iletişim ağı ile İstanbul da izleme şansı yaratacak. Dünya profesyonellerine çok önemli bir İstanbul, Türkiye değeri katacak. Biz biliyoruz ki; sektörde bilgi birikiminin artmasıyla birlikte, kazanımların daha yüksek seviyelerde olacağı şüphesizdir.
Connectivity
Montreux da yapılan EMEC 2013 toplantısı çok değerli toplantılar gerçekleştirdi. Toplantının ana teması “Bağlanabilirliğin Gücü“  idi. Toplanma planlaması yapan, toplantı tasarlayan, etkinlik yapan, bu faaliyetlere destek veren bir çok kurum; kongre düzenleyicileri, etkinlik planlayıcılar, oteller, şehir büroları, turizm ofisleri, öğretim üyeleri, etkinlik üzerine yüksek eğitimlerini gerçekleştiren öğrenciler hepimiz bir araya geldik. Tanıştık, konuştuk, düşündük, eğlendik, anlamaya çalıştık, fikir ürettik, geleceği hissettik, sorular sorduk, cevaplar verdik, yardımcı olduk. Farklı olmamın farkını, aynı endişelere sahip olmanın paylaşımını hissettik.
Toplantılar büyük bir ilgi ile izlendi. Her kelime yorumlandı. Çok şey öğrendi(m)k. Eğitimin, öğrenmenin yaşı ve zamanı yok. Bu fırsatı Montreux da yaşadığım için çok mutluyum.
2014 de İstanbul da yapılacak EMEC. Dünyadan özellikle Avrupa’dan bir çok misafirimiz olacak. 8500 yıl önce İstanbul da başlayan toplanma kültürümüzü İstanbul da meslektaşlarımızla paylaşabileceğimizden dolayı çok mutluyum. Sahip olduğumuz kültürel mirası, modern algımızla ortaya koyacağız. PCO luk demek değer katmak, değer yaratmak demek.  

Sizce İstanbul da yapılacak bir EMEC toplantısının ana teması ne olabilir. Bunu yakın zamanda birlikte yaşayacağız.

4 Aralık 2012 Salı

Designing Meetings: KONGRE ENDÜSTRİSİ ve ENTELLEKTÜEL SERMAYE

Designing Meetings: KONGRE ENDÜSTRİSİ ve ENTELLEKTÜEL SERMAYE: Ülkemizde genel olarak, kongre turizmi olarak tarif edilen kongre endüstrisi, oluşum sebeplerini turistik özelliklere değil enteklektüel öze...