2 Temmuz 2012 Pazartesi

Online toplantılar ne kadar etkili?

Online toplantıların ya da “hibrid” toplantıların en avantajlı tarafı seyahat masraflarını en aza indirmesi ve bu nedenle ortaya çıkan zaman kaybını ortadan kaldırması. Direkt olarak doğru ve tartışma götürmez gibi görünen bu yaklaşımın derinlemesine düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü, insanların toplanma ve etkinlik ihtiyaçları çok basit nedenlere dayalı değil.

Toplantı yapılacak yere gerçekleştirilen seyahat sadece bir araç mı? Seyahatlerinde insana kazandırdığı bir şeyler olamaz mı? 
Acaba, daha çok kişiye ulaşabilmek için daha düşük bütçeli toplantılar planlayarak hedeflediğimiz sonuca daha kolay ulaşabilecekmiyizi? Emin değilim.

Amaç toplantıya katılanlara bir değer yaratmak ise bunu online yapabilmek mümkün olmayabilir. Dinleyicilerin etkisi ve tepkisinden sıkıntı duymayan birçok toplantı (düşük maliyetli?) büyük bir trafik yaratabilir ve dinleyicinin hangisini takip edeceği konusunda bile aklı karışabilir.

Sadece konu maliyet değil.Fikrinizi ya da ürününüzü anlatmak istediğiniz insanın bu amacınıza ne kadar hazır olduğunu biliyor musunuz? Katılımcının mecburen buna hazır olduğu ve sonucunda bir başarı, kazanç elde edeceği, hedefi olan toplanmaları bu konunun dışında tutuyorum. Örneğin üniversite sınavları online olacak denirse, sınavlara bu gerçeği kabul ederek herkes katılır ve online sınavlarda yetenekli olanlar başarılı olur. Sonunda çok güzel oldu; kâğıt masrafı, yol gibi bir çok maliyeti en aza indirdik diye düşünebilirsiniz. Haklısınız, çünkü katılımcılar bu sınava girmeye hoşlanmasalarda mecburlar. Ama bir faaliyete katılmak için mecbur değilseniz, sizi yönetim zoraki bu faaliyeti izlemeye mecbur bırakmıyorsa bu yöntem tercih edilelebilir mi?

Marketing Türkiye dergisinin 15 Haziran 2012 tarihli sayısında Elif Arman tarafından hazırlanan bir yazı yayınlandı "Markalar geçliğin kimyasını çözebilir mi?". Yazıda "Gençlerin kalbine giden yol etkinliklerden geçiyor" deniyor. Liseli gençlerinin %45'i etkinlikte gördüğüm markayı etkinlik sonrası kendime daha yakın hissettiklerini belirtmişler. Bu oranı çok anlamlı. Bir müzik etkinliğine katılan bir gencin kendisi ile aynı duyguları paylaşan diğer gençler ile keyifli bir etkinlikte bir marka ile buluşması o markayı benimsemesi için çok değerli. O etkinlik bir mecburiyet olmaktan çıkıyor ve bir paylaşım haline geliyor.

Aynı yazıda özellikle büyük şehirlerde düzenlenen etkinlikler başta üniversite öğrencileri olmak üzere her yaştan gencin buluşma noktası olduğuna yazıyordu. Elif Arman a göre bu tür etkinlikler aynı zamanda sosyalleşme olanağı ve bu nedenle öğrenciler bütçe ayırmaktan çekinmiyor. İstanbul da bir etkinliğe katılmak, Avrupa da bir şehre gitmekten daha zor.

Seyahat etmek bir kültürdür. Kişisel olarak benim vazgeçilmezim. Seyahat edememek ne demek bunu düşünemiyorum. Artık seyahat etmenize gerek kalmadı, evinizden online heryeri görebilirsiniz, daha önce çekilmiş fotoğrafları paylaşabilirsiniz denebilir. Artık toplanmanıza gerek yok. Ama, aynı duyguları hissedebilirsiniz diyebilirmi insanoğlu emin değilim. Seyahat etmek için çok nedenimiz var. Bu nedenlerden herhangi biri nedeniyle sizinle seyahat eden marka ile kendinizi özdeşleştirebiliyorsunuz. Belli bu nedenle insanların çok seyahat ettiği ve etkilendiği yerde farklı markalarla karşılaşabiliyorsunuz..  Sabah 06:30 da Ihlara vadisinde karşılaştığını bu markanın sizde yarattığı bütünleşme ölçülemez.

İnsanın kendini en verimli hissettiği zamandır seyahat etmek. İnsanın sehayatlerde kendisini, çevresini, arkadaşını ve yaşama nedenini ve yüceliği daha iyi tanıdığına inanıyorumr. Alışkanlıklarından uzaklaşır, merak eder, cevaplar ararsınız. Seyahat süresince kendi alanını, kendi toplumunu bırakır ve kendisine bir başka alan yaratır, bir yeni topluma üye olursunuz. Toplanma nedeniniz bir kavramı yada bir ürünü bir kitleye aktarmak ise katılımcıların buna hazır olması gerekiyor.
Tezer Özlü, Türk edebiyatına kısa sürede çok büyük izler bıraktı. Varolmak ile ilgili cevaplarını ararken , Svevo'nun, Pavese'nin ve Kafka'nın şehirlerinde buldu kendini. Ne zaman tren konu olsa, Tezer Özlü gelir aklıma. Rayların sonsuzluğunda onun sorduğu soruları düşünürken bulurum. Seyahat etmek önemli bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç ile toplanma ihtiyaçı bir markanın kendini en iyi anlatabileceği alandır.

Toplanma ve seyahat zamanlarımızı azaltarak ne yapmaya çalışıyoruz? Evde daha fazla vakit geçirebiliceğiz yada belki de arkadaşlarımızla hep birlikte birşeyler yapmak için daha önce gitmediğimiz yeni mekana gider ve sohbet ederiz. Yada evde skype den konuşuruz?