9 Ağustos 2012 Perşembe

Tehdit


Sosyal bir varlık olarak insan muhtemelen varlığından beri, farklı nedenlerle bir araya gelme ihtiyacı duydu ve yıllarca toplandı, toplantılar yaptı.
Günümüzde de, farklı nedenlerle bir araya geliyoruz. Doğum günü, cenaze, protesto, askeri içtimalar, spor müsabakaları, düğünler, dini seremoniler, kongreler, eğitim toplantıları, etkinlikler, olimpiyatlar vs.

Toplumlar kendi içlerinde ya da toplumlararası gerçekleştirdikleri bu toplanma faaliyetlerine farklı isimler veriyor olabilir. Bununla birlikte tüm bu toplanma faaliyetleri esasında benzer özelliklere sahiptir. Toplanma sürecinde toplanan örgütlerin ve toplumların karakterleri, kendi ritüellerini oluşturur.
Globalleşen ve tüm değerlerin paylaşılabildiği bir dönemde yaşıyoruz. Özellikle sosyal medya paylaşımları, tüm toplanma ritüellerinin ve toplumların birçok değerinin benzer özelliklere sahip olmasına başlamasına ve doğal olarak da toplanma şekillerimizin benzer özelliklere sahip olmasını sağlıyor.

Doğum günlerimizde toplumun yeni üyeleri, dünyada egemen kültürün sahip olduğu kavramları, şarkıları kullanarak paylaşım gerçekleştiriyor. Seyahat etmenin kolaylığı, iletişimin ve paylaşımın hızlılığı ve çeşitliliği (you tube) bu benzerlikleri kopyalanarak artmasını sağlıyor. Ama tek bir kültür, tek bir gelenek doğru mu?

Yine de düğünler yapılıyor, kongreler, eğitim toplantıları yapılıyor. Fakat sosyal medyanın toplanmanın yerine geçiyor olması insanlığın varlığından beri alışık olduğu ve geliştirdiği toplanma ihtiyacını tehdit ediyor olabilir.
Y kuşağı sosyal medyanın yarattığı pozitif ve negatif gelişmeleri en belirgin yaşayan kuşak. Bilgiye ulaşmak kolay ama bilginin algılama ve değerlendirilme süresindeki kısalma kuşağın bir konuda derinleşmesinin ve fikir üretiminin önüne geçiyor. Bu nedenle y kuşağı konulara(birçok konuya) sadece yüzeysel yaklaşabiliyor. Bilgi bombardımanı içerinde doğru ve anlamlı bilgi ile daha etkin vakit geçirmekte zorlanıyor.

Toplumun yeni gelişmeleri takip etme mecburiyeti bazı yeniliklerin doğru yada yanlış etkilerini düşünmeden kullanılması anlamına geliyor.
Acaba, insanın en önemli ihtiyacı olan sosyal ortamlarımız, sosyal medyanın iletişim görevin dışında insanların sosyal medya olduğu için bir araya gelme zahmetine katlanmamaları nedeniyle tamamen ortadan kalkacak mı?

Bu duruma alışan ve oturduğu yerden sosyalleşen insanlar yüzyıllık insanlık miraslarına karşı gelerek hiç bilmediğimiz toplumsal problemlere mi sebep olacaklar. Bunu bilmiyoruz.
Batman katili. Yakalandığında "Ben Jokerim" dedi.
Biranda canavarlaşan ve kendilerine tehdit oluşturmayan (gerçek hayatta) ve tanımadığı insanları, sinemalarda, gençlik kamplarında yok etmeye çalışmaları bu problemlerin başlangıcı olabilir mi? Bunu göreceğiz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder